Examples of using Penguene in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Gerçekten penguene benzerdi.
It did look like a penguin.Pelerinli adaylar Penguene bin oy kadar fark atmış durumda.
Penguene ve onun tüylü yardakçılarına karşı harekete geçti.
Penguene güven ve saygı.
Confidence and pride in The Penguin.Penguene sadık ve dürüst olacağına yemin eder misin?
Penguene ne oldu? Ne yaptın.
What happened to Penguin? What did you.Zaten sen penguene çarptın.- Gördüm.
I see it. You already hit the penguin.Esmer Şekerden Penguene… Sırtlan listeyi bulmuş.
The hyena has the scroll. Brown Sugar… Brown Sugar to Penguin.Penguene çalışıyorsunuz öyle mi?
You guys work for Penguin, huh?Hadi Penguene gidelim.
Let's hit the Penguin.Penguene dikkat et!
Watch out for the penguin,!Daha önce kimse sana yürürken penguene benzediğini söyledi mi?
Kendimi Fish Mooneyi binadan attığımda Penguene dönüştürdüm.
I made myself into the Penguin when I threw Fish Mooney off a building.Devekuşundan kırlangıca, sinekkuşundan penguene.
Bu sefer Penguene katılıyorum.
I'm with Penguin on this one.Yüzde otuz beş Penguene.
Thirty-five percent favor the Penguin.Daha önce kimse sana yürürken penguene benzediğini söyledi mi?
You look just like a penguin? Anyone ever tell you when you walk?Hayır, arkandaki penguene dedim.
No, the penguin behind you.Bildiğim kadarıyla en son tüm… Gotham Polis Departmanını toptan Penguene devreden sendin.
Wholesale. Last time I checked, you signed over the entire GCPD to Penguin.Chet, Grov- Grovera Penguene gittiğimizi ilet.
Chet, tell- tell Grover we went to the Penguin.
