Examples of using Pera in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Peki sana neden anlatıyorum tüm bunları? Babamın, Perada bir dükkanı vardı, mülkümüzü terkettik.
Asla akıllanmayacaksın Pera.
Ne oluyor Pera?
Pera Drekavac seni soruyordu.
Pera, kahve ne oldu?
Ve sen Pera, Ljupcele gidiyorsun.
Ben ne yapabilirdim Pera?
Pera Mitic acı içinde bağırdı.
Pera Tüylü, memnun oldum.
Pera Drekavac buraya mı gelmiş?
Ne zamandan beri rock seviyorsun Pera amca?
Pera, hiç etrafta para gördün mü?
Sonraki kurbanı, Pera sonraki gece zaten boğuldu.
Adı Pera Mitic.48 yaşında
Pera ilk kurbanını birkaç gece önce boğazlamıştı o kırılma gecesinde Belgrad tavernalarında karanfil satıyordu.
Arya: Ah! si pera: ormai la morte!
Bu göz alıcı kent ve onun ışıklı merkezi Pera mıknatıs gibi kendine çekti genç Mustafa Kemali. Başını döndürdü.
Pera, oğlum merak etme,
Bekle… Pera, dur!
Pera. O ne yapıyor?