Examples of using Peruğum in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Peruğum lazım. Peruğum nerede?
Peruğum nerede?- Peruğum lazım.
Peruğum nerede?- Peruğum lazım?
Sütyenim çok sıkıyor, peruğum kaşındırıyor ve taşaklarım ısırılma korkusundan hala sımsıkı.
Keşke peruğum ve sahte göğüslerim olsaydı.
Sadece burnumun ucundaki şey ve peruğum! Pansy, açıklayabilirim!
Dolapta olduğunu öğrendiğimde beni çok korkuttun, az daha peruğum düşüyordu.
Eğer bittiğinde peruğum kafamda yön değiştirmemiş olmazsa paramı geri isterim!
Üzerime gelmişti ve peruğum düştü ve başımız büyük derde girebilirdi.
Gösteri korosu yarışma programları var ve RockyKorku filmi peruğum ve Gaga topuklularım
Kıyafetlerin ve peruğun yapım tarihi 80lerin başına dayanıyor.
Tatlım, o peruğun gerçek olduğuna kimse inanmaz.
Şu hackman peruklu kan dolu kavuna bakın hele.
Çbuk peruğumu getir çabuk.
Peruğa ihtiyacın var.
Gidip peruğumu alayım.
Bu peruktan kurtulmam lazım.
Şu peruğa bakın.
Beni eve bırakabilecek peruklu bir iskelet var mı?
Bu peruktan nefret ediyorum.