Examples of using Plutonyum in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Los Alamosa plutonyum gönderilmesi Şubat 1945te başladı.
nükleer reaktör içerisinde plutonyum üretiminin olabileceği ile alakalı Eugene Urey ile konuşmuş
ilgili bir kısım bulunmamaktadır fakar Ernest Lawranceın son araştırmalarından sonra Compton plutonyum bombasının da yapılabilir olacağı konusunda ikna olmuştur.
Problemi aşmak için plutonyum ve nükleer reaktör tasarımları üzerine Metalurji Laboratuvarında beraber çalışacak Columbia,
Bu malzemenin kendiliğinden fisyonu plutonyumun tabanca-tipi nükleer silah olarak kullanılması olasılığını ortadan kaldırıyordu.
O plutonyumu gerçekten istiyorum ve karşılığında da sana yardım edebilirim.
Plutonyumu koyabileceği çok fazla yer olmasa gerek.
O plutonyumu gerçekten istiyorum ve karşılığında da sana yardım edebilirim.
Doktor plutonyumu bir dükkana girip alamazsınız.
Doktor plutonyumu bir dükkana girip alamazsınız.
İki gün sonra Branti getirdiler ama plutonyumu bulamadılar.
Nikita, Roanı bulmalı ve plutonyumu bu işin içinden çıkartmalıyız.
Denizaltının reaktörüne koyduklarında… İşte bu. Ellerindeki silah-sınıfı plutonyumu.
Ellerindeki silah-sınıfı plutonyumu denizaltının reaktörüne koyduklarında.
Dükkana girip alamazsınız. Doktor plutonyumu bir.
İki gün sonra Branti getirdiler ama plutonyumu bulamadılar.
Dükkana girip alamazsınız. Doktor plutonyumu bir.
Bak, plutonyumun yarısı eksik!
Kilo plutonyumu saklamanın bu kadar kolay olacağını düşünmezdim.
Biz de tabloyu aldık, plutonyumu çıkardık,… ve La Ciudadı cezbetmesi ümidiyle müzayedeye getirdik.