Examples of using Politikacı in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Politikacı eşi olmayan bir kadını öperken kameraya yakalandı.
Yok sayılmış politikacı oğlu, Carson.
Politikacı olmadığım da kesin.
Bu Miami politikacı ve polislerinin en büyük'' First Amendment*'' ihlalidir.
Bronxlu politikacı Papa kundaklama soruşturmasında sorgulandı.
Politikacı olmalıymışsın Cruz.
Politikacı gibisin.
Her hafta gelen düzinelerce politikacı ve devlet memuru vardı.
Politikacı eşi mi olmak istiyorsun?
Davet için teşekkürler ama politikacı olan sensin, Will.
Politikacı sen olmalısın, ben değil.
Politikacı biriyle seks yaptıktan sonra.
Politikacı ve model arasındaki ilişki üzerinde olsun.
Politikacı mısın?
İşin aslı, politikacı olunca meşru bir hedef oluyorsunuz.
Politikacı olarak hedef tahtası olduğunu söylüyor.
Yani artık politikacı olduk. Gerçekleri kendi çıkarlarımız için yönlendireceğiz?
Politikacı gülüşü değil, gerçeğinden.
Bizim neslimizin ilk tanıdığı politikacı istifa eden Başkan Nixon idi.
Politikacı bütün vergilerini ödediğini