Examples of using Portlanddaki in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Ama suç istatistiklerine bakarsak, bu işten takdiri kendileri almak isteyecektir. Portlanddaki dedektifler bu konu için bizi aradılar.
Savaş gazisi ve dul baba Will, 13 yaşındaki kızı Tom ile birlikte Oregon, Portlanddaki halka açık ormanda yaşamaktadır.
Şimdi Restorase kullanıyorum şahsın ve Brown Adams tarafından geliştirildi ve Portlanddaki Astoria Memorial Hastanesinde uzun süre test edildi.
Bu yüzden geçen mayıstan beri Portlanddaki bir kulübede buna değdiğini gösterecek bir ciltle çıkmasını umarak son 12 yılımı kâğıda dökmeye çalışıyorum.
Kitap anlaşması. Bu yüzden geçen mayıstan beri Portlanddaki bir kulübede… buna değdiğini gösterecek bir ciltle çıkmasını umarak… son 12 yılımı kâğıda dökmeye çalışıyorum.
Kitap anlaşması. Bu yüzden geçen mayıstan beri Portlanddaki bir kulübede… buna değdiğini gösterecek bir ciltle çıkmasını umarak… son 12 yılımı kâğıda dökmeye çalışıyorum.
Bu yüzden geçen mayıstan beri Portlanddaki bir kulübede… buna değdiğini gösterecek bir ciltle çıkmasını umarak… son 12 yılımı kâğıda dökmeye çalışıyorum.
Kitap anlaşması. Bu yüzden geçen mayıstan beri Portlanddaki bir kulübede… buna değdiğini gösterecek bir ciltle çıkmasını umarak… son 12 yılımı kâğıda dökmeye çalışıyorum.
Simpsonlara sadece Portlandın ilham olmadığı aşikâr.
Portlanddan ayrıldıktan sonra seni izledim.
Portlandın bana ihtiyacı var, anne.
Görünüşe göre Portlandı Stevenla aynı gün beyaz bir minibüste terk etmiş.
Portlandda bir yerde bir çöp kutusunda buldum.
Portlandın ne kadar güzel olduğunu unutmuşum.
Portlandda aranıyor, depo soygunu,
Burada, Portlandda birkaç eski kafa Santerosla tanıştım.
Portlanddan ayrılarak.
Portlanddan bir radyo istasyonu, basın ofisiyle temas kurmuş.
Yeni bir jingle bulmam lazım Portlandla ilgili bir reklam kampanyası için.
Portlanddan ayrıldığımdan beri her şey rüya gibi.