Examples of using Portlanddan in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Christianın helikopteri Portlanddan dönüşte kaybolmuş.
Portlanddan onsuz ayrılmak pratik bir karar değildi.
Portlanddan bir radyo istasyonu, basın ofisiyle temas kurmuş. Frank.
Nick, dört saat içende Portlanddan ayrılacağım. Tamam, tamam.
Nick, dört saat içende Portlanddan ayrılacağım. Tamam, tamam.
Nasıl oluyor? Portlanddan ayrıldığımdan beri her şey rüya gibi.
Hayır, Portlanddan. Sean, Grimmin yaptığını düşünüyor.
Hayır, Portlanddan. Sean, Grimmin yaptığını düşünüyor.
Dün Portlanddan iki borsacı daha gelmişti.
Hank, Portlanddan bir ekip daha lazım, olabildiğince çabuk!
Hank, Portlanddan bir ekip daha lazım.
Sadece gözünü bir süre Portlanddan ayırmanı istedim. Hayır.
Hank, Portlanddan bir ekip daha lazım, olabildiğince çabuk!
Portlanddan çıkıyoruz, öyle mi?
Ben de bir kaç tane saat alıp Portlanddan bir trene bindim.
Bunu neyin yaptığını bulana kadar Portlanddan gitmem ben.
Tamam, senin yeni ciğerlerin 2 saat içinde Portlanddan ayrılmış olacaktır.
Ama çok geç olmadan önce Portlanddan gitmek istiyorum.
Nick, dört saat içende Portlanddan ayrılacağım.
Yılında bir gece yarısı Portlanddan çaldığımızdan beri Springfield Atomları senin memleketinin takımı.