Examples of using Prenseslerin in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Sakıncalı ve elverişsiz evlilikler yapmasını yasakladı. Kraliyet Evlilikleri Yasasını çıkarttırarak ileride prenslerin veya prenseslerin Kraliyet ailesinin bütünlüğünü bozabilecek.
Efsaneler, Prenseslerin herşeyi kendileri yapmak zorunda kalacakları kadar modanın dışında mı kaldı?
Her gün Kirmizi Haç üniformali kraliçelerin ve prenseslerin… ziyafetleriyle ilgileniyoruz,
Neden prens ve prenseslerin geleceklerinin okunabildiğini fakat Shininkinin okunamadığını sormak aklına geldi mi?
Sizin, Kraliçenin ve Prenseslerin Londradan tahliye edilmesi için gerekli ayarlamalar yapıldı.
Her gün Kırmızı Haç üniformalı kraliçelerin ve prenseslerin ziyafetleriyle ilgileniyoruz,
Sahip olmadığına dair bana yalan söylemeye hazır olduğun… başka kötü alışkanlıkların var mı? Prenseslerin bile.
Sahip olmadığına dair bana yalan söylemeye hazır olduğun… başka kötü alışkanlıkların var mı? Prenseslerin bile?
Ve o toz, prenseslerin tüm öfkesine rağmen, Yüce Krishnanın hastalığına çare olmuş.
Ama tüm prenseslerin saçlarının boyu aynı uzunlukta olduğundan kimin kazandığına karar verememişler.
Bu iksirleri almaya ancak prenseslerin, konteslerin… ya da baş aktrislerin gücü yeter.
efendilerini yüzüstü bırakmaktan ziyade, prenseslerin ve imparatorların özel muhafızı olma onuruydu.
Buna karşılık III. George Başbakan Lord Northa Kraliyet Evlilikleri Yasasını çıkarttırarak ileride prenslerin veya prenseslerin Kraliyet ailesinin bütünlüğünü bozabilecek sakıncalı
Mısır prensesine uygun başlık parası sunuyorum.
Guzel Prensesimizi senden hoslanmakla mi sucluyorsunuz?
Paro Prensinden Itha Prensesine bir mektupmuş bu.
Biricik prensesimiz, kardeşim sizi çok uzun zamandır bekliyordu.
Ayrıca prenses, artık kendi başının çaresine bakabilirsin.
Semerkand Prensesi iri gözleriyle kırmızı bir nara baktı.
Sizin inek prensesiniz, senin dırdırını dinlemekten bıktı, peder.