PROGRAMLAMAYI in English translation

programming
program
programlamak
to program
programlamak
program
the reprogramming
to programme
programlamaya

Examples of using Programlamayı in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
binary uyumlu olmayan genişletilmiş bir komut setine sahipti ve programlamayı kolaylaştırmak için bazı 16-bit komutlar eklenmişti.
that is source-compatible(not binary compatible) with the 8008 and also includes some 16-bit instructions to make programming easier.
Programlamayı Koreceden iyi bilirim, o yüzden az konuşurum ama kızgın değilim.
So I speak little but I'm not angry. I'm more fluent at programming than Korean.
binary uyumlu olmayan genişletilmiş bir komut setine sahipti ve programlamayı kolaylaştırmak için bazı 16-bit komutlar eklenmişti.
that was source(not binary) compatible with the 8008 and also included some 16-bit instructions to make programming easier.
Ve bilgisayar endüstrisi programlamayı mümkün kıldığı tarihten beri, insanlar yazılım-- geliştiriyorlar, yani başından beri bu işin-- gerçekleşmesi patentleri gerektirmiyordu.
And since the computer industry has made programming possible, people have been developing software as well, since right from its beginning, there was never a need to have patents in this field in order for the activity to happen.
Oberothın Atlantise saldırmasının bu programlamanın bir sonucu olduğuna inanıyorum.
I believe Oberoth is attacking Atlantis as a result of that programming.
Sadece çekirdek programlamaya ulaşmam lazım.
I just need to access its core programming.
Son sıçrayışı programlamaya yetecek kadar zaman var.
Enough time to program one last jump.
Hepimizin programlaması var.
We all have programming.
Ama bunu programlamak neredeyse imkansız.
But it's almost impossible to program.
Benim programlamam senikinden farklı.
My programming is different than yours.
Bu konuşmayı programlamak saatlerini aldı.
It took him hours to program that speech.
Kendini programlama yeteneğine sahipsin!
You're capable of programming yourself!
Evde oturup videoyu programlama becerini mi geliştiriyorsun?
You stay home honing your ability to program a VCR?
Koordinat programlaması bitti.
Coordinates are done programming.
Programlama öğrenmek için okula gitti.
He went to school to learn how to program.
Dövüş programlaması tamamlandı.
Programming for combat completed.
Özür dilerim. Fazerleri programlamak ne kadar zaman alır,?
I'm sorry. How long to program the phasers?
Sevgiyi programlamak büyük bir başarıdır.
Programming love is quite an art.
Özür dilerim. Fazerleri programlamak ne kadar zaman alır.
How long to program the phasers? I'm sorry.
Onları programlaması basittir.
Their programming is simple.
Results: 40, Time: 0.0367

Top dictionary queries

Turkish - English