Examples of using Proteini in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Bugün onlara kahvaltı olarak proteini bol üç burrito vereceğiz. Kenny Stills!
Çoğu ligand taşıma proteini küçük moleküllere bağlanıp onları çok hücreli bir canlının vücudunda başka bir yere taşırlar.
Farelerde spermatogenez için üç piwi alt proteini( MIWI,
Nasıl geri getirdiğini çözebiliriz. O proteini bulursan, Kara Yağmurun ölmemişlerdeki bilinci.
bir Argonat proteini Argonat 3( Ago 3) ve Piwi proteini gereklidir.
TCR mekanizmasında, GGR yolundan farklı olarak hasarın tanınma basamağında XPC/hHR23B kompleksi yerine CSB proteini rol oynar.
reseptörler gibi fizyolojik açıdan büyük öneme sahip birçok proteini aralarında bulundurmaktadırlar.
Bir lif bezesi, içerisinde çokça lif proteini bulunan bir keseye benzer.
Yüksek performans sergilemek Spor beslenmesindeki en büyük yanlış anlaşılmalardan biri ve büyük ve kaslı olmamız için hayvan proteini, et yememiz gerektiğidir.
Avusturalyalıların beslenmelerinde bol protein var bunların çoğu da hayvan proteini, et proteini ve işlemden geçmiş etler.
Bu proteini bloke etmek için bütün bu testleri uyguladık ve yansıda görebileceğiniz bu büyük değişimi gözlemledik.
vücudunuz bu proteini belirli amino asitler oluşturacak şekilde parçalar
Perforin adı verilen bir sürü proteini hücre zarında delikler açarak ekzositoz yoluyla dışarı atmasıdır.
Sonra proteini ayırıyorsunuz ve bu filmi elde ediyorsunuz.
Eğer proteini tanıyan antikorlar varsa, Western blot
ilaç çeşitleriyle… genler değişmez,… proteini kendilerine bağlarlar ve… hareketleri değiştirirler.
çıkmasına sebep oldu ve hızla büyüyen yavru kardinallerin ihtiyaç duyduğu proteini sağlıyorlar.
O zamana kadar sen de ölürsün, proteini de seni yiyerek alırım.
Burada görebileceğiniz gibi ilaç hassasiyetimiz açısından bu proteini bloke etmeye başladığımızda ilaca tepki veren hücrelerden ölenlerin sayısı-- şu renkli noktalar-- gitgide azalıyor.