Examples of using Push in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Annem Yüzbaşı Pushu bırakmak için hastaneye gitti.
Sen inanılmaz Yüzbaşı Kenneth Pushla tanışmadın.
PUSH Expo adında bir organizasyonu vardı.
PUSH harika iş çıkarıyor.
PUSH, ne gerekiyorsa.
Ne gerekiyorsa. PUSH, ne gerekiyorsa.
Şimdi de PUSH yönetim kurulu karşısında sorumluluğu üstüne aldı.
Ben Alex. PUSHun başkan yardımcısıyım.
Bugün Başkomiser Pushun merhum babası beni ziyarete geldi.
Yeni hizmet, BlackBerry gibi akılı teefonların Microsoft PUSH teknolojisiyle bilgileri senkronize etmesine olanak sağlıyor. Getty Images.
Ben David Tennant, bu gece PUSHu desteklediğim için, harika işleri için çok mutluyum.
Çok mutluyum. Ben David Tennant, bu gece PUSHu desteklediğim için, harika işleri için.
1890 civarı tarihli tutamaçlı büyük bir Japon vazosunun PUSH müzayede kataloğuna bakıyorum.
Birçok gencin hayatını iyileştirmeye adanmış. PUSH, günümüz toplumunda zorluk çeken.
Bir sürü dezavantajlı çocuğun ve gencin hayatını değiştiren harika işlerin için teşekkürler PUSH.
Acaba Kenneth Pushun odasını çaldırıp şoförünün lobide olduğunu haber verir misiniz?
Pusha T, EPnin yayınlanmasından kısa süre sonra Kanye Westin yapımcılığını üstleneceği ilk stüdyo albümü üzerinde çalışmaya başladı.
Pusha Tnin ilk solo albümü My Name Is My Name, 8 Ekim 2013te yayınlandı.
Kendi çocuğum yok ve bu doğru, kesinlikle doğru ama şimdi PUSH sayesinde binlercesi var gibi hissediyorum.
com adlı İnternet sitesiyle işbirliği içinde başlatılan hizmet, BlackBerry gibi akıllı telefonların bilgileri kablosuz olarak Microsoft PUSH teknolojisiyle senkronize etmesine olanak sağlıyor.