Examples of using Rozetinin in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Rozetiniz ve imzaniz gerekiyor.
Rozetine falan saygı duyuyorum ama gerçekten de yapacak işlerim var. Hayır.
İçerdeki rozetli elemana senin beni ablama bırakacağını söyledim.
Bilirsin, rozetli, bir şapka ve düdük.
Bir ara geri gelmek ve rozetiniz hakkında sizinle görüşme yapmak isterim.
Bana rozetinizi gösterene kadar silahımı indirmiyorum.
Dedektif rozetiyle gitmeme ne dersin?
Cüzdanım, anaktarlarım, rozetim, her şey!
Hynkel rozetleri alın!
Rozetli bir dedektif olmanız sizi Narkotikten korumaz.
Buraya rozetle gelip borunu öttüreceğini mi sandın?
Biliyorsun, rozetli ya da rozetsiz, saçmalık bu.
Rozetinizi tekrar görebilir miyim?
Zenci ve rozetli bir adamın beyaz dünyalarına adım atmasını sevmezler.
Donne serif rozetiyle topun yonlendirilecegin bolmeyi secerdi.
Kızı, rozetinin resmini çizdi.
Rozetinin numarası kaç?
Tek farkimiz senin rozetinin olmasi.
Rozetinin hakkını ver, Slater.
Rozetinin gücünü kullanman gerekecek.