Examples of using Sürünerek in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Sürünerek bize gelip, merhamet dileyecekler.
Sürünerek diğer tarafa çıktığımda beni bekliyordu.
Temizlenmek için sürünerek duşa girmem gerekti.
Sürünerek ona dönmeyi reddediyorum.
İnsanoğlu çamurdan sürünerek çıktığından beri bu böyle.
parktan ayrıldı ama sonra sürünerek geri geldi, öyle mi?
Sen, Harvardlı, kendi kanında sürünerek vereceksin son nefesini.
Ne zaman buraya sürünerek geleceğini merak ediyordum.
İnsanoğlu çamurdan sürünerek çıktığından beri bu böyle.
Ben de bu şekilde çıktım, arkadaki boşluktan sürünerek.
Sürünerek geri geldin.
Ama enkazdan sürünerek çıkan kişi bir başkasıydı.
Şimdi şarkı. Kurtlar sürünerek girer Kurtlar sürünerek çıkar.
Bak kimler sürünerek geri geldi.
Denedim. Ama enkazdan sürünerek çıkan başka bir insandı.
kaybolur, ve sürünerek dönerdi.
Sürünerek ona dönmeyi reddediyorum. Unut bunu!
Sana sürünerek bana geleceğini ama bunun için… çok geç olacağını söylemiştim.
Kurtlar sürünerek girer, kurtlar sürenerek çıkar.
O, sürünerek yataktan çıktı.