Examples of using Süveteri in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Senin çocuğun Lions süveteri giyiyor.
Kimin daha çok J. Crew süveteri olduğundan mı?
Sarah ve benim sana verdiğimiz süveteri giy.
Calvin bir L.A. Knights süveteri kazandı.
Bakın, ve çok şükür herkes burada. süveteri diktim.
Bazen bir aşk yorganı Ya da hüzün süveteri.
Ve sonra süveteri aldın.
O zaman şu ceketi ve süveteri çıkaralım.
Örmüş olduğum süveteri bildi.
Bana iki maaş çekine mal olan, ödünç aldığın süveteri arıyorum.
Büyük bir Leke Bırakmayan Fırça reklamını kadın ile kaşmir süveteri arasına koyun, garanti veririım, bu onun dikkatini çekecektir.
Mesela, bazı insanlara dedik ki,'' Bak, süveteri satın alabilirsin,
Ayrıca o süveteri o kadar bağırıyor ki ben kendi çığlığımı bile duyamam.
Süveteri giyen kızın daha büyük olduğunu söylediğinde… anlamam gerekirdi.
Ve dört tane okul süveteri… bir düzine flama,
Senin için ördüğüm süveteri giymiyorsun. Yedi dadı emziriyor, altı dadı emziriyor, beş dadı emziriyor.
Bu süveteri sadece yılın dört ayında giyebilmem çok yazık. Evet.
Bu süveteri sadece yılın dört ayında giyebilmem çok yazık. Evet.
Bak, süveteri satın alabilirsin, ama hiç kimseye sana ait olduğunu söylemeyeceksin ve onu satmayacaksın.
hani şu gri süveteri giydiğin zamanlar.