Examples of using Sadede in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Sadede Darwinin Galapagos adasıyla olan ilişkisi gibi olacak.
Bak… Sadede geleceğim.
Çabucak sadede gelirsin. Müzakerenin tarzını ayarlarsın ve.
Bay Reynolds, sadede geleceğiz.
Sadede geleceğim. Kusura bakma.
Sadede gel, evlat. O benim tipim değil, benim sevdiğim kadın türü.
Biz sadede onunla konuşmak istiyoruz.
Müfettiş, sadede gelin.
Sadede geleceğim. Kusura bakma.
Anlaşma, uzaylı meselelerini konuşmak ve onu sadede getiremiyorum.
Ailedeki herkes şok yaşadığı için üzgünüm… ama ben de direkt sadede geleyim.
Tamam, peki.- Elias, sadede.
Sadede gel. Ürdünden bir uçak buraya acil iniş yaptı.
Zamanınızın az olduğunu biliyorum, o yüzden hemen sadede geleceğim.
Sadede gel. Ürdünden bir uçak buraya acil iniş yaptı.
Ne yazık ki bu olamaz. Sadede gel.
Shawn, sadede gel.
Sadede geleceğim.
Güzel, güzel. O zaman sadede gelelim isterseniz?
İnsanları korkutmayı bırak da sadede gel.