SALYANGOZLARI in English translation

snails
salyangoz
sümüklü böcek
sümüklüböcek

Examples of using Salyangozları in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Çamur salyangozları ve yengeçler çamuru yerler
Mud whelks and fiddler crabs both eat the mud
Salyangoz ve kurbağa bacağı.
Escargot and frog legs.
Yarış Salyangozuyla küçük adam Gece Hobu ve aptal yarasası.
The little man with his racing snail the Night Hob even the stupid bat.
Salyangoz erkeğin gerçekten güçlü olduğunu anlayabilmen için henüz çok gençsin!
You're just too young to understand that Escargot Man is truly strong!
Ancak yatmadan önce salyangoz yediğin zaman Neruda ile ilgili rüya görüyor olmalısın.
However, whenever you eat escargot before bed, Must dream about Neruda.
Dinle, bahçe salyangozu belli ki faturaları ödeme yeteneğin var.
Listen, garden snail, you clearly got the skills to pay the bills.
Bütün birikimlerimizi bir salyangoza yatırmak istiyorsun öyle mi?
You want to invest our entire life savings in a snail!
Bu salyangozun nasıI hızlı gittiğine bak. Yavaşlarsan seni geçer.
You see the snail moving fast You slow, you gonna get passed.
Dev yarış arabaları salyangozu ezecek mi?
Will the snail be crushed by the giant race cars?
Salyangozun Indianapolis 500de yarışabilir.
Your snail can compete in the Indianapolis 500.
Salyangozlar kurban öldürüldükten sonra mı beslenmeye başladılar?
The slugs fed on the victim after he was killed?
Dakikalar sonra salyangozun içindeki zehirli iğneler balığın son yolculuğuna çıkmasına sebep oluyor.
Moments later, a venomous barb inside the snail puts the fish out of its misery.
Bu, salyangozun kabuğundan ayrılması gibi bir şey.
That would be like a snail retiring from his shell.
Portakallı ördek, salyangoz ve kaz ciğeri servis ediyoruz.
We will be serving duck à l'orange, escargot, and foie gras.
Seni salyangoza mı çevirsem?
Turn you into a snail?
Salyangoz gibi ilerlemekten bıktım.
I am so sick of moving like a slug.
Şimdi aktarıcı salyangozun bağlantısını kesmemiz gerek!
Now we just need to cut off the transponder snail!
Salyangoz ve ben.
Escargot, and I.
Salyangoz, kaplumbağanın sırtındayken ne demiş?
What did the snail say on the back of the turtle?
Ama salyangozun bağışıklığı var.
But the snail is immune.
Results: 51, Time: 0.0234

Top dictionary queries

Turkish - English