SARSILMAZ in English translation

unwavering
değişmez
sarsılmaz
tereddütsüz
değişmeden
unshakable
sarsılmaz
unshakeable
sarsılmaz
immovable
taşınmaz
sarsılmaz
sabit
yerinden kımıldamadan
yerinden oynatılmaz
be shaken
adamantine

Examples of using Sarsılmaz in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Benim desteğim sarsılmaz.
My support is unwavering.
Şimdi gemilerimiz yer kadar sarsılmaz olacak.
Now our ships shall be stable as solid ground.
Ortak arkadaşımız, Bay Reidi ilgilendiriyor ve aranızdaki sarsılmaz dostluğu.
It pertains to our mutual friend, Mr Reid, and the steadfast alliance he makes with you.
Cemiyetimizin temelleri sarsılmaz değil.
The foundations of our society are not firm.
Kalbim güçlü ve sarsılmaz.
My heart is strong and steady.
Evet, bu benim tamam mı, Bay sarsılmaz.
Yeah, that's me alright, Mr Steady.
Ev halkının küçük sorunları, benim sarsılmaz ilham kaynağımdı.
Small household adversities were my steady inspiration.
Ancak… benim Fransız Ordusuna ve liderlerine… sarsılmaz bir güvenim bulunmaktadır.
However, I have invincible confidence in the French Army and its leaders.
Ancak… benim Fransız Ordusuna ve liderlerine… sarsılmaz bir güvenim bulunmaktadır.
I have invincible confidence in the French Army and its leaders. However.
modern okyanus gemileri artık bir kayık kadar sarsılmaz oldu.
modern ocean liners are as steady as rowboats.
İnsanlar görmek kendi gibi lider bir saldırı sonrasında sarsılmaz.
People like to see their leader's unshaken after an attack.
Kalbimde hep bu sarsılmaz inançla yaşadım.
I have always kept this belief firmly in my heart.
Yüreği sarsılmaz, RABbe güvenir.
His heart is steadfast, trusting in Yahweh.
Onu Kuzey Amerikadaki ve Partiye olan sarsılmaz bağlılığı Kararlı liderlik vasfı, en yüksek mevkiye biçilmiş kaftan kıldı. güçlü karakteri.
A man whose steadfast leadership, to the Party have proven him fit strength of character, and unwavering loyalty to hold the highest office in North America.
Din kanıtlanmamış, test edilmemiş inancı sarsılmaz gerçeğe dönüştürür,
Religion is about turning untested belief into unshakable truth, through the power of institutions
Partiye olan sarsılmaz bağlılığı Kararlı liderlik vasfı, en yüksek mevkiye biçilmiş kaftan kıldı. güçlü karakteri.
office in North America. strength of character, and unwavering loyalty.
Merkezi Haberalma Teşkilatı… sarsılmaz mesleki değerlere sahip olduğu kadar… etik
The Central INtelligence Agency as well as an unshakeable professional standard. believes in
ama aramızda güçlü bir bağ kurduk ve artık sarsılmaz olduğunu düşünüyorum.
we have established a certain bond, which I suspect is now unshakable.
Yıllarca bana sunduğun herşeyi aldım sevgini, desteğini daha iyi olabilmem için sarsılmaz inancını.
I took everything you offered me over the years… your love, your support, your unwavering belief that I could be great.
Böylece sarsılmaz bir egemenliğe kavuştuğumuz için minnettar olalım.
Receiving a Kingdom that can't be shaken, let us have grace,
Results: 125, Time: 0.031

Top dictionary queries

Turkish - English