Examples of using Saymaya in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Saymaya başlıyor.
The count starts.Bu odada onları saymaya yetecek kadar parmak yok.
We haven't enough fingers in this room on which to count them all.Saymaya başlıyırum. 1.- 2.
The count begins now: one… two.Saymaya başlayalım!
O Benjaminleri saymaya alış, Petros.
Get used to counting those benjamins, petros.Saymaya cüret bile etme.
Allahın nimetlerini saymaya kalkarsanız, onların sonunu getiremezsiniz.
Saymaya bile vaktim olmadı, hemen gitmek zorundayım.
Henüz saymaya vaktim olmadı.
Ain't had time to count them yet.Saymaya gerek yok 12 kişiyiz.
No need to count we only have twelve.Saymaya bile vaktim olmadı, hemen gitmek zorundayım.
I haven't even had time to count it.Saymaya başlayın.
Count it off.Hadi. Saymaya başladım bile.
Come on, Frank. I already started countin.Hadi. Saymaya başladım bile.
I already started countin'. Come on.Saymaya başladı, Üç! bir, iki!
One, two… He started to count, Three!Hesapları saymaya çalışıyorum burada, kapayın çenenizi!
I'm trying to tally these accounts here, so shut up!Saymaya başladım bile. Hadi!
I already started countin'. Come on,!Saymaya başladım bile. Hadi.
Come on, Frank. I already started countin.Saymaya başladığım zaman her biriniz on adım atacaksınız. Hayır.
No. When I begin to count, you will each take ten paces.Saymaya hemen adapte oldun.
Came in quick off the count.
