Examples of using Sepetin in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Sepetin içine bak! Jamie!
Sepetin içindeler! Sandviçler!
Domatesleri yemişler, sepetin de tutacağını kemirmişler.
Sepetin içindeki çocuk, biliyor musun?
Sepetin yanında olmalı.- Merdivenin orada?
Sepetin yanında olmalı.- Merdivenin orada?
Sepetin içinde geliyorlar.
Ne var sepetin içinde?
Bu adamları sepetin içine alın!
Sepetin içindeki bebek, yürümeyi
Sepetin içinde kapalı kalacaklarını biliyorlarmış.
iç çamaşırları sepetin içinde.
Asura, burada duramazsın. Sepetin içinde gizlenmelisin.
Bir kadın birkaç yaprağı toplar ve sırtındaki sepetin içine koyar.
Ortadaki yakalayıcı bir çam kozalağı yakar ve sepetin üstünden atar.
Yıkanmalarını istiyorsan, sepetin içine koy.
Pekala, şimdi makinelerinizi çıkarıp sepetin içine geri koyun.
Pekâlâ, Buzz, atla dediğimde sepetin içine atlıyoruz.
Pekâlâ, Buzz, atla dediğimde sepetin içine atlıyoruz.
Tamam Bazz, sana gidelim dediğimde sepetin içine atlıyoruz.