Examples of using Seulun in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Namhansanseong( Korece: 남한산성, 南漢山城), Güney Korenin başkenti Seulun 25 km güneydoğusunda bulunan bir kaledir.
Seulun Sungbukdong bölgesinde görülen gök gürültülü sağanak yağış birçok vatandaşın hayatını zorlaştırmış durumda.
Bu terim Timeın haftalık kelime listesine'' Seulun Gangnam bölgesindeki savurgan yaşam tarzını ifade eden davranış şekli'' olarak geçmiştir.
Bir bomba Seulun ortasında patlayacak. Bununla ilgili hiçbir şey yapamıyor olmak beni çıldırtıyor.
İki hafta önce 24 yaşındaki sarışın İngiliz Barbara Walker Seulun dışında bir çöpte bulunmuş.
Pentagondan gelen bilgiye göre bunların en az 20,000i geçen hafta Kuzey Korenin başkenti Seulun bombalanmasına karşılık olarak Kuzey Doğu Asyaya gönderilecek.
Kule 1971 yılında tamamlanmış olup Korenin ilk genel radyo dalgası kulesidir ve Seulun televizyon ve radyo yayınını sağlamaktadır.
nükleer bombayı tamamlayıp Seulun ortasında patlatmalıyım.
Koreli yetimler Seulun varoşlarında hastaneler ve rehabilitasyon merkezleri inşa eden, kayıtsız şartsız yardımda bulunan Washington hükümeti ve hayırsever Amerikan vakıfları sayesinde, barınacak yer, korunma ve yiyecek sahibi oldular.
burada araba yolunu geçmeden Seulun bir başından öteki ucuna ulaşabilirsiniz.
Seulu terk etmiyorum.
Jia, Seula taşınmaya karar verdiğinde, çok rahatladım.
Ancak Kim Koo ve Kim Won-bong Seulda bir suikast girişimi planlıyor öyle mi?
Bu senin Seulda ki son haftan.
Ve sonra da Seula gelir gelmez yakalandığını duydum.
Sence Seulda şu an hava soğuk mudur?
Hatta Seula yöneticilik programına göndermeyi bile düşünüyorlar.
Seulu ziyarete geldiğinden birlikte yemek yiyelim dedik.
Seuldan bir film yönetmeni Jo Munkyung.
Ve Seuldan da.