Examples of using Shiraz in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Çünkü Shirazım öyle söylüyor.
Çünkü Shirazım öyle söylüyor.
Shirazım.- Bizimle konuştu.
Nikotin ve Shirazdan bahsetmiyorum bile.
Ama aradın, geldim ve arkadaşımız Shirazı da getirdim.
Yaşında annesi onu Shiraza gönderdi.
Hey, Zach. Bu sefer Shirazı al.
Yarın, sıcaklık Shirazda 27, Tahranda 19, Meshedde 19 derece.
Yaşına geldiğinde, annesi onu Shiraza göndermeye karar verdi, zamanın büyük keman üstadı Agha Mozaffar dan ders almaya.
Hayır Shiraz!
Shiraz nerede?
İlgileniyor musun, Shiraz?
Üzgünüm.- Hayır Shiraz!
Hayır Shiraz!- Üzgünüm!
Çok üzgünüm.- Hayır Shiraz!
Çıkar onu, anne! Shiraz!
Çok üzgünüm.- Hayır Shiraz!
Çıkar onu, anne! Shiraz!
Kalbin kırıktı. Ve orada, Shiraz.
Shah-e-Cherach( Kutsal Türbe) Anıtkabiri Shiraz, İRAN.