SILMEK in English translation

to delete
silmek
silinmesi
silecek
silen
silmesi için
to erase
silmeye
silinmesi için
silecek kadar
to remove
çıkarmaya
kaldırmak
silmek
çıkaracak
almaya
sökmenin
çıkartmak için
uzaklaştırmak için
aldırmak için
wipe
mendil
silmek
silecek
yok
temizle
siler
meshedin
wiping
mendil
silmek
silecek
yok
temizle
siler
meshedin
deletion
silme
silinmesi
delesyonu
to mop
silmek
paspas
paspaslayacağını
scrubbing
bodur
ameliyata
fırçala
temizle
ovala
temizlik
fırçacı
ovma
yıka
kesele
to expunge
silmek
off your
sil
çıkarın
senden uzak
kapalı
kapatın
kapalı tutmalı
çıkarabilirsin
bitirebilirsin
silebilirsin
kapalı göstermelerini

Examples of using Silmek in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Bunu yapmayacağım. Silmek yok.
I'm not doing it. No deletion.
Ve sen de bana… Ama ben yer silmek istemiyorum.
And you could teach me… But I don't want to mop the floor.
Sen de onları listeden silmek istiyorsun, anlıyorum.
And you want them off your list, I understand that.
Kaynak menüsünden bu aygıtı silmek üzeresiniz. Devam edilsin mi?
You are about to remove this device from the Source menu. Continue?
Planım seni tamamen silmek. Böylece hiç varolmamış olacaksın.
No. My plan is to erase you completely, so it's as if you never existed.
Böylece buradaki abin sürekli senin burnunu silmek zorunda kalmaz.
So big brother here won't have to keep wiping your nose.
Bunu yapmayacağım. Silmek yok.
No deletion. I'm not doing it.
Ben… Bildiğimi söylediği kısmı silmek istiyorum.
I want to delete the bit about me knowing. I.
Hafızayı mı silmek zorunda?
He has to wipe his phone's memory?
Seçilen hesabı silmek istediğinizden emin misiniz?
Are you sure you want to remove the selected account?
Bizi silmek istiyorlar, o hâlde daha çok parlamamız gerek.
So we need to shine even brighter. They want to erase us.
Bu, Stalinin son listesine kıçını silmek gibi. Vay vay.
Whoa, whoa. That's like wiping your arse on Stalin's final list.
Ben… Bildiğimi söylediği kısmı silmek istiyorum.
I, erm… I want to delete the bit about me knowing.
Götümü yapraklarla silmek zorunda kaldım.
I had to wipe my arse with leaves.
Sadece verileri silmek istiyorum. Yardıma geldim.
I just want to remove the data-- I'm here to help.
Bizi silmek istiyorlar, o hâlde daha çok parlamamız gerek.
They want to erase us so we need to shine even brighter.
Hayır, bence anahtar kelimeyi silmek sorun değil.
No, I think it's fine to delete the keyword.
Hafızanı tekrar silmek zorundayım. Üzgünüm.
I'm sorry. I have to wipe your memory again.
Seçili tüm eylemleri silmek istediğinizden emin misiniz?
Are you sure that you want to remove all selected actions?
Eğer bir kişinin daha sümüklü burnunu silmek zorunda kalsaydım.
If I have to wipe one more snotty nose.
Results: 530, Time: 0.0701

Top dictionary queries

Turkish - English