Examples of using Silmek in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Bunu yapmayacağım. Silmek yok.
Ve sen de bana… Ama ben yer silmek istemiyorum.
Sen de onları listeden silmek istiyorsun, anlıyorum.
Kaynak menüsünden bu aygıtı silmek üzeresiniz. Devam edilsin mi?
Planım seni tamamen silmek. Böylece hiç varolmamış olacaksın.
Böylece buradaki abin sürekli senin burnunu silmek zorunda kalmaz.
Bunu yapmayacağım. Silmek yok.
Ben… Bildiğimi söylediği kısmı silmek istiyorum.
Hafızayı mı silmek zorunda?
Seçilen hesabı silmek istediğinizden emin misiniz?
Bizi silmek istiyorlar, o hâlde daha çok parlamamız gerek.
Bu, Stalinin son listesine kıçını silmek gibi. Vay vay.
Ben… Bildiğimi söylediği kısmı silmek istiyorum.
Götümü yapraklarla silmek zorunda kaldım.
Sadece verileri silmek istiyorum. Yardıma geldim.
Bizi silmek istiyorlar, o hâlde daha çok parlamamız gerek.
Hayır, bence anahtar kelimeyi silmek sorun değil.
Hafızanı tekrar silmek zorundayım. Üzgünüm.
Seçili tüm eylemleri silmek istediğinizden emin misiniz?
Eğer bir kişinin daha sümüklü burnunu silmek zorunda kalsaydım.