SIOBHANIN in English translation

Examples of using Siobhanın in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Siobhanın babası için çalışıyor.
He works with Siobhan's father.
Tıpkı Siobhanın The Guardiandaki… gazeteci arkadaşlarına gönderilmeye hazır olduğu gibi.
Of Siobhan at The Guardian. As well as to old journalist friends.
Sanırım sen gerçekten de Siobhanın kardeşisin.
I guess you are Siobhan's sister.
Biz Bayan Sin çocuklarıyız, Siobhanın.
We belong to Mrs. S, to… to Siobhan.
Öyleydi. Burası Siobhanın eşyalarıyla doluydu.
This place was full of Siobhan's stuff… there was.
Andrew ve Siobhanın.
Andrew and Siobhan's.
Breece Connors, Siobhanın eski kocası.
Breece Connors, Siobhan's ex-husband.
Siobhanın bu yer ile alakalı şüpheleri olduğunu biliyorum ama elinde o evraklar varken, meseleyi çözmeye yakındı diyebilirim.
And I know Siobhan had her suspicions about that place, but if she had those papers, then she was getting close.
Tabi eğer bize Siobhanın nerede olduğunu söylersen en azından hücrende bir pencere olmasını ayarlayabiliriz.
But of course, if you tell us where Siobhan is we can at least make sure that you get a window in your cell.
Sarahnın neler yaşadığını tahmin edemiyorum. Siobhanın yokluğunu ben bile hazmedemiyorum.
I can't imagine what Sarah's going through. I can't even begin to process Siobhan.
Geçen gece hastanedeyken neden bana Siobhanın kardeşinin arkadaşı olduğunu söylemedin?
Why didn't you tell me the other night at the hospital that you were a friend of Siobhan's sister?
Siobhanın yüzüğünü sattığını gördüm, eminim şalı da o ara çalmışsındır.
I saw you sell Siobhan's ring and I'm sure that's when you stole that scarf.
Bana burayı bulmamda yardım eden Siobhanın şoförü dolabın içinde bir kadına ait ayak izleri buldu.
The guy that helped me find this place… Siobhan's driver… Found a woman's shoe print in the closet.
Hem ayrıca bulduğumuz son ipucunda Siobhanın ofisindeki ayak izleri bir kadına aitti.
And besides, the last clue that we found was the footprints in Siobhan's office; They were woman's footprints.
Kız kardeşi Siobhanın hakkı olan tacı
Usurped his sister Siobhan's birthright, took her crown
Siobhanı biraz yalnız bırakalım da dinlensin, olur mu?
Why don't we let Siobhan get some rest?
Siobhanla fikir ayrılıklarınız olduğunun farkındayım ama bu şekilde davranmak.
I know you and Siobhan have had your differences, but to act out like this.
Juliet, Siobhana söyleyeceğin bir şey yok muydu?
Juliet, don't you have something to say to Siobhan?
Gerçekten Siobhandan neden nefret ettiğimi merak ediyor musun?
You really want to know why I hate Siobhan?
Annenle sorunlarımız, ben Siobhanla tanışmadan çok önce baş göstermişti.
Your mother and I had problems long before I met Siobhan.
Results: 52, Time: 0.0289

Siobhanın in different Languages

Top dictionary queries

Turkish - English