Examples of using Sobada in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
sütünü sobada ısıtıyordum ve.
Sobanın bacasında teneke bir kutu vardı ve pencereleri tahta ile korumaya alınmıştı.
Eğer sobayı açık bırakıp uykuya dalacak olursak… dumandan ölürüz.
Bu sobanın kışı kurtaracağını sanmıyorum.
Hazır oradayken sobaya biraz daha kömür at.
Bana sobanın sıcak olduğunu öğret.
Sobamı ve bazı giysilerimi aldılar.
Tam sobanın önünde dursa bile Tom hâlâ üşüyordu.
Sobanın üstüne oturmuş bir haziran gelininden… daha fazla terletirdin beni.
Bir keresinde Teddynin kulağını sobaya yapıştırmış, az kalsın yakıyormuş.
Gazyağı sobası patladı.
Başka sobam da yok.
Ziyneta o gaz sobasını aldı mı?
HAftaya okula gelemeyeceğim de sobayı kim yakacak diye endişe duydum.
Ona kamp sobamı ödünç vermiştim.
Galiba sobanın olduğu yer burası.
Nereden bulacağız? Soba, şişme havuz ve şezlongu.
Bu demliği sobanın üstüne geri götür. Atım dışarda.
Soba, şişme havuz… teneke
Soba, şişme havuz ve şezlongu nereden bulacağız?