Examples of using Sorgulanıyor in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Kleavon Gardner, dört ayrı cinayetten sorgulanıyor.
Romanyanın gelecekteki ekonomik büyümesi sorgulanıyor.
Cal öldü, Fusco İçişleri tarafından sorgulanıyor.
Şu anda diğer odada sorgulanıyor.
İlk kez verdiğim bilgi sorgulanıyor.
Onlarla bağlantısı olduğu düşünülenler sorgulanıyor.
Biz konuşurken, her biri sorgulanıyor.
Makedonyada borç tahsilat dairesinin yasallığı ve etiği sorgulanıyor.
Kaçmana yardımcı olduğu için şu anda ordu tarafından sorgulanıyor.
Felix Gaetanın masum ya da suçlu olması sorgulanıyor.
Bu devirde bilinç artıyor, her şey sorgulanıyor.
Ne zamandır onların hassasiyeti ve değerleri sorgulanıyor?
Yunan-Türk sınırında yükselen çitin olası etkileri sorgulanıyor.
Uçuş mürettebatı, olası pilot hatasından dolayı sorgulanıyor.
O başka bir odada sorgulanıyor.
Ben Will Gardner. Sorgulanıyor.
Senin durumun değil, uçağın durumu sorgulanıyor.
uçağın durumu sorgulanıyor.
Burada olmalıydı. O başka bir odada sorgulanıyor.
Kleavon Gardner, dört ayrı cinayetten sorgulanıyor.