Examples of using Sorgular in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Adam eksikliği, bütçe kısıntıları… arama emri engellemeleri, imkansız sorgular.
Yalnızca cahil kişi hemen kabul eder, bilim adamı sorgular Faruk Akat.
Yalnızca cahil kişi hemen kabul eder, bilim adamı sorgular Faruk Akat.
Bu anlaşılmaz sorgular iki taraf için de çok incitici.
Belgi sorgular, hapse atarlardı.
Yeni komşuları hep sorgular. Çok işgüzerdır.
Yeni komşuları hep sorgular. Çok işgüzerdır.
mahkûmu sadece o ekip sorgular.
Yoksa halk kararlarımı sorgular, merhametsizliğimi de.
Sorular, sorgular. Aptal.
Herşeyi sorgular.
Yıllardır sürüncemede kalan özel sorgular olacaktır.
Mahkeme çağrıları, yeminli ifadeler, sorgular.
Bu asılsız çıkarsa, imparator bizi sorgular.
sadece bir aptal bunu sorgular.
Aptalca. Sorular, sorgular.
Kurul duysa akıl sağlığını sorgular.
Önce mahkûm edip sonra sorgular. Polis onun terörist olduğunu düşünüyorsa.
Ne olacaksa, o sorgular, velayet mücadelesi Chad için hiç kolay olmayacak.
Sorgular, resmi raporlar.