Examples of using Sorguluyorlar in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Şu an onu sorguluyorlar.
Keeler kaybolmadan önce onunla iletişime geçen herkesi sorguluyorlar.
Alex ve Russell eşini sorguluyorlar.
Neden arkadaşınız Davei sorguluyorlar?
İnsanlar senin cesaretini sorguluyorlar.
Bu şekilde sorguluyorlar.
Onlar onu sorguluyorlar.
Bizi bütün gün sorguluyorlar.
Federal ajanlar, şu anda adamı sorguluyorlar.
Polisler Tomu sorguluyorlar.
Subayı sorguluyorlar.
Herkesi sorguluyorlar.
Siyasi görüşlerini, tarafsızlığını sorguluyorlar.
Herkesi sorguluyorlar.
Bu akşam araştırmacılar, klinik denemelerin güvenilirliğini sorguluyorlar.
İnsanlar, sarayda güvende olup olmadıklarını sorguluyorlar.
Savaş sırasında liderliğinizi sorguluyorlar.
Savaş sırasında liderliğinizi sorguluyorlar.
Togusa ile beraber şu zavallı çöpçüyü sorguluyorlar.
Onu sorguluyorlar.