Examples of using Sudayken in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Oylama istiyorum! Susun, ikiniz de!
Susun, ikiniz de! Oylama istiyorum!
I want a vote! Silence, both of you!Susun lütfen! Ondan ben ve babamla birlikte basketbol oynamasını istedim.
Susun. Lütfen hiç kimse panige kapilmasin!
Silence. Everyone will please not panic!Ziyafet! Susun, kart numaramı vermeye çalışıyorum!
Ziyafet! Susun, kart numaramı vermeye çalışıyorum!
Shut up, I'm trying to give them my credit card! Feast!Tamam susun. Her şeyi mahvediyor!
All right, shut up. he's ruining everything!Susun! Burada neler oluyor? Kapı!
What's going on in here? Quiet, the door!Susun! Kapı! Burada neler oluyor?
What's going on in here? Quiet, the door?Hepiniz susun! -Kim getirdi sizi buraya?
Who brought you here? Silence, all of you!Susun. Sen çözdün işte, neden tutarsız olsun?
Why is it contradictory if you solved it well? Silence.Susun. Sen çözdün işte, neden tutarsız olsun?
Why is it contradictory when you solved it well? Silence.Susun lütfen yoksa dışarı atarım!
Silence, please, or I will have you kicked out!Susun! Burada acı çeken tek kişi siz değilsiniz.
You're not the only one in pain… Quiet.Susun ve beni takip edin. Neden?
Shut up and follow me a little further. Why?Oturun!- Susun! Ve sakın hiçbir şeye dokunmayın!
And don't fuckin' touch anything!- Shut up, sit down!Oturun!- Susun! Ve sakın hiçbir şeye dokunmayın!
Shut up, sit down… and don't fuckin' touch anything!Susun, biraz saygı gösterin
Silence, a bit of respectŞimdi susun.
so shut up.Kimse bununla ilgili olup olmadığınızı sallamıyor, susun.
It's true… That's… Nobody cares that you're relating to this, shut up.
