Examples of using Sundun in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Tamam.- Bana bir daire sundun, şimdi onarıyorum.
Tamam.- Bana bir daire sundun, şimdi onarıyorum.
Christina, ona seçenek sundun.
Ona tasdikli ve güvenilir bir seçenek sundun.
Üst liroların vasıtasıyla, bizlere görebilmemiz için ışık sundun.
Sen bana cüretkarlık ve nankörlük sundun.
Bana kuruyemiş falan sundun.
Öyleyse neden sundun?
Bana bir fırsat sundun.
Tatlım, sen ona evini ve güvenini sundun.
Ve Kramer; bir bedele karşılık hizmet sundun.
Bana yaşayabileceğim muhteşem bir hayat sundun.
Şirkete geldiğinden beri bize birçok yeni fikir sundun.
Şimdi bana mükemmel bir gerekçe sundun.
Olayı kapattın ve basına güzel bir açıklama sundun.
Bana çok sağlam bir gösteri sundun.
Ona çift bahane sundun.
Sen de bekaretini Deani kurtarmak için mi sundun?
Demek, kurban sundun,?
Buna fırsatım olacağını düşünmedim ve sen bana bunu sundun.