Examples of using Susturucu in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Susturucu kullanıyorlar.- Susturucu.
Susturucu. Susturucu kullanıyorlar.
O silah için susturucu yapmıyorlar.
Hiçbirinin motorunda susturucu yok.
Hayır, susturucu kullanacaksınız.
Biraz susturucu alalım.
Tanrım. susturucu dedim!
Susturucu, evet. Ben plan yaparken sen bunu düşün.
İki yıl önce'' Susturucu'' davasındaki çalışmamızı okumuş.
Polisler arabayı aradıklarında susturucu takılı bir tabanca bulmuşlar.
Susturucu davasını kopyalamadan önce Seattleda haftalar sonra sadist davasını çözmüşler.
Susturucu varsa duyulmaz efendim.
Susturucu takılı, öyle dediniz.
Susturucu takılı mıydı?
Susturucu kullanıyor olmalı.
Katilimizin silahına susturucu takılmış olması muhtemel.
Susturucu bunu hayatta kaçırmaz. Sanmıyorum.
Susturucu, Diaza giden tek yol.- Evet, duyuyorum.
Sanmıyorum. Susturucu bunu hayatta kaçırmaz.
Evet, duyuyorum. Susturucu, Diaza giden tek yol.