Examples of using Taşa in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Anneleri ağladığında, gözyaşları taşa dönüşmüş.
Sana verdiğim taşa odaklan.
Taşa yazılan Fransanın ruhunu göklere çıkarır.
Henry düşüp başını taşa çarpmış ve dumandan boğularak ölmüş.
Pusula, bizi Taşa götürmesi için yaratılmıştı.
Onu taşa götüresin diye sana haritayı verdi.
Taşa ve onu alanlara!
Ellerinizi taşa koyun ve konsantre olun.
Taşa kazınmış olan o kelimeleri okudum.
Taşa oyulsalardı bile, ne olmuş yani?
O taşa takıldı.
Excaliburu taşa neden geri sokmak istesinler ki?
Taşa kurulmuş bir ödül ve her süperstarın rüyası.
Vincentın o taşa ihtiyacı var.
Taşa ihtiyaç kalmamış.
Diller taşa kazınmamıştır. Diller hepimizin sayesinde yaşar.
Taşa oyulmuş bir düş gibiyim.
Birini taşa bağlarsın, süslü bir hançer
Bu bir adamı taşa çevirmek için yeter.
Taşa yazılı bir şey değil.