Examples of using Taka in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Onun adı Taka.
Ben onun kocasını öldürdüm. Adı Taka.
Adı, Taka.
Adı Taka.
Taka( Lazca:
Dinle, Taka ve ben işimizi sıraya koyuyoruz bunu şu anda çağırmamakla.
Yapabileceğimiz tek şey yolların bizi nereye götürdüğü. Taka, bu Shadowman erkeğini almak istediğini biliyorum, ama?
Dinle, Taka ve ben işimizi sıraya koyuyoruz bunu şu anda çağırmamakla.
Uluslararası pazarda iyi olmayabilirim ama eğer Taka, Dhartipura girmeye çalışırsa o zaman onu yakarım.
Kendi başına birkaç başarı elde etti, ilk maçında WWF Light Heavyweight Championship kemerini Taka Michinokuyu yenerek aldı.
Her şeyin dışarı çıkmasını engellemek için. ve bir muhabirin bir politikacı tarafından öldürülmesi Taka, insan kaçakçılığı konuşuyoruz.
Her şeyin dışarı çıkmasını engellemek için. ve bir muhabirin bir politikacı tarafından öldürülmesi Taka, insan kaçakçılığı konuşuyoruz.
Bir gün ben ve Taka, yardımcı şefim.
Son iki limonlu tartı servise hazırlıyorduk. Bir gün ben ve Taka, yardımcı şefim.
beni rahat bırak yeter. Hey, Taka.
Vergi kayıtlarına göre kuzey kıyısındaki Taka Çiftliğinde çalışıyor.
Yaşa Diyarbakır doğumlu ve 32 yaşındaydı. Verilen bilgiler arasında Yaşanın bir dönem Antalyada yaşadığı ve TAKa 2011 yılında katıldığı da yer alıyor.
Mikrofilmler şu takımın içine dikilmişti, değil mi?
Takım ikiz, 7 takım üçüz
Kevinın takım komutanının, onun görevlerini hafiflettiğini biliyor musun?