Examples of using Tarin in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Tarinin silahı vardı.
Nabeel bana Tarini tutuklattığını söyledi.
Bay Bauer, birkaç saat önce Tarinden şüphelendim ve sorgulanması için onu tutuklattım.
Kayla, Tarinin teröristlerle birlikte olduğu konusunda annesi tarafından uyarıldı.
Önceliğiniz, Tarini canlı olarak ele geçirmek.
Tarinin geçen birkaç saatte yaptığı görüşmeler.
Biraz önce Tarine dediniz ki… Sana direkt emir verdim.
Tarini arkadaşın olarak gördüğünü biliyorum.
Tarinin seni soktuğu işi.
Bay Bauer, Tarinden şüphelenmiştim… ve sorgulanması için tutuklatmıştım.
Tarinin silahı vardı.
Kaçarken, Tarinin telefon konuşmasını duydum.
Önceliğimiz Tarini canlı yakalamak.
Babama kendisine Tarinden daha sadık kimse olmadığını söyle.
Kaçtıktan hemen sonra, Tarini telefonda konuşurken duydum.
Bayan Kayla,… her yerde Tarini arıyorduk.
Sana direkt emir verdim. Biraz önce Tarine dediniz ki… Anlamıyorum.
Bayan Kayla,… her yerde Tarini arıyorduk.
Az önce Tarine.
Federal tarim bakanliği.