Examples of using Tattırdı in Turkish and their translations into English
{-}
-
Ecclesiastic
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
ona açlık ve korku elbisesini tattırdı.
böylece Allah yaptıklarına karşılık olarak, ona açlık ve korku elbisesini tattırdı.
yaptıklarına karşılık açlık ve korku belasını tattırdı.
bu yüzden Allah onlara yaptıklarına karşılık açlık ve korku belasını tattırdı.
böylece Allah yaptıklarına karşılık olarak, ona açlık ve korku elbisesini tattırdı.
Allah; onlara dünyada rezilliği tattırdı.
ALLAH onlara dünya hayatında rezilliği tattırdı.
ALLAH onlara dünya hayatında rezilliği tattırdı.
Allah, onlara dünya hayatında zilleti tattırdı.
Allah, onlara dünya hayatında zilleti tattırdı.
Annem hep kendisi yemeden önce yemeği bana tattırdı.
Beni eve götürdü ve meşhur istiridyeli spagettisinden tattırdı.
Bu suretle Allah, dünya hayatında onlara rezilliği tattırdı.
Bu suretle Allah, dünya hayatında onlara rezilliği tattırdı.
Allah da onlara, yaptıklarından ötürü açlık ve korku sıkıntısını tattırdı.
Allah onlara dünya zilletini tattırdı. âhiret azabı elbette daha müthiştir.
Allah da onlara, yaptıklarından ötürü açlık ve korku sıkıntısını tattırdı.
Allah; onlara dünyada rezilliği tattırdı. Âhiretin azabı ise elbette daha büyüktür.
korku sıkıntısını tattırdı.
Allah; onlara dünyada rezilliği tattırdı. Âhiretin azabı ise elbette daha büyüktür.