Examples of using Tavernası in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Skinnny Tavernasında poker oynuyordum.
Mephistopheles… Cyrenein tavernasına şeytani ruhlar gönderdi.
Saldırıya uğradığım yerdeki tavernaya gitmeye zorladılar beni.
Dük tavernaya girerken üstünde bunları taşıyormuş.
Çocukken, babam tavernadan sarhoş bir şekilde eve gelirdi.
Westwood tavernasına girdim ve 4 tane sodalı skoç yuvarladım.
Meauxnun Tavernasının Büyük Açılışı.
Lehanenin tavernasının Üstündeki bir odada yaşıyorsun.
Hayır. Tavernaya gittim. Bir iki içki içtim.
Tomun tavernasında bir masa almak için haftalar öncesinden rezervasyon yaptırmak zorundasın.
Tavernadan çıktıktan sonra, kaptan uyumaya gitti.
Beacon Caddesindeki Washington Square Taverna gelin Sox fanatiklerinin takıldığı.
Mutlu Taverna'' yok. Patron yok, Meimei yok Denizkızı yok.
Gramercy tavernasında yer ayırtayım mı?
Tavernadaki bir adama vurdun mu?
Krenskinin tavernasına kutlamaya gidiyoruz.
Krenskinin tavernasına gidiyoruz.
Tavernaya. Düşün. Kutsal bir şeye saygısızlık gösterecek bir şey söyledin mi?
Joninin Tavernasının hemen yanında.
Ve Joninin Tavernasından çıkıp iki saat ortadan kaybolduğunu.