TELEFONDAYDIM in English translation

• on the phone
• got off the phone

Examples of using Telefondaydım in Turkish and their translations into English

Tüm gün boyunca Ulusal Muhafızlarla telefondaydım onları Pasifik Kıyısına tank yığıp kapını kırarak bunları almamaları için ikna etmeye çalıştım.
I have been on the phone with the National Guard all day, trying to talk them out of rolling tanks up the PCH, knocking down your front door and taking these.

Az önce Singapur ile telefondaydım ve görünüşe göre anlaşma sağlanacak.
Now I just got off the phone with Singapore, and it looks like this deal is going to close.

Geçen hafta telefondaydım ve verandaya açılan sürgülü cam kapı arkamda açıktı ve.
Last week I was on the phone, and… The sliding glass door to the patio, um, was open behind me, and.

Tüm gün boyunca Ulusal Muhafızlarla telefondaydım… onları Pasifik Kıyısına tank yığıp… kapını kırarak bunları almamaları için ikna etmeye çalıştım.
Trying to talk them out of rolling tanks up the PCH, I have been on the phone with the National Guard all day, knocking down your front door and taking these.

Durum şu… Tüm gece Asyayla telefondaydım ve… müşterilerimiz, varlıklarının güvende olduğuna dair tamamen rahatlatıldı.
And our clients have been completely reassured that their assets I have been on the phone to Asia all night are all safe.

bildiğin gibi biraz önce Piskopos Calhoun ile telefondaydım, soruşturması.
so you know, investigation, I was just on the phone with Bishop Calhoun.

bildiğin gibi biraz önce Piskopos Calhoun ile telefondaydım, soruşturması, D.
so you know, I was just on the phone with Bishop Calhoun, who the press contacted after your little briefing, investigation, P. D.

Bir basın fısatı değil, ve senin de bildiğin gibi biraz önce Piskopos Calhoun ile telefondaydım, soruşturması.
I was just on the phone with Bishop Calhoun, investigation, P. not a press opportunity, and so you know, who the press contacted after your little briefing.

teyzenle telefondaydım yeniletmekten bahsediyordum.
It's easy; I was on the phone.

Ve ona senin Mısır kimliğini Çok kolay, teyzenle telefondaydım yeniletmekten bahsediyordum.
It's easy; I was on the phone with your aunt, and I was telling her about renewing your nadi card.

Şimdi Chuck Ames ile telefondaydım. helikopterin sahibi.
I just got off of the phone with Chuck Ames,

Sinyor Morini ile telefondaydım ve… bizim için tüm üreticilerle beraber özel bir tur ayarlamış.- Neymiş?
I just got off the phone with Signor Morini,- What? and he's arranged a private tour for us with each and every one of my suppliers?

Az önce Alice ile telefondaydım ve zayıf bir siyahi çocukla… soluk renkli beyaz çocuğun evini tuvalet kâğıdıyla kapladığını söyledi.
I just hung up the phone with Alice, just decorated her house with toilet paper. and a pasty white kid and she told me that a skinny black kid.

Az önce Alice ile telefondaydım ve zayıf bir siyahi çocukla… soluk renkli beyaz çocuğun evini tuvalet kâğıdıyla kapladığını söyledi.
And a pasty white kid just decorated her house with toilet paper. I just hung up the phone with Alice, and she told me that a skinny black kid.

Az önce Alice ile telefondaydım ve zayıf bir siyahi çocukla… soluk renkli beyaz çocuğun evini tuvalet kâğıdıyla kapladığını söyledi.
Just decorated her house with toilet paper. and a pasty white kid I just hung up the phone with Alice, and she told me that a skinny black kid.

Az önce Alice ile telefondaydım ve zayıf bir siyahi çocukla… soluk renkli beyaz çocuğun evini tuvalet kâğıdıyla kapladığını söyledi.
Just decorated her house with toilet paper. and she told me that a skinny black kid I just hung up the phone with Alice, and a pasty white kid.

Az önce Alice ile telefondaydım ve zayıf bir siyahi çocukla… soluk renkli beyaz çocuğun evini tuvalet kâğıdıyla kapladığını söyledi.
I just hung up the phone with Alice, and she told me that a skinny black kid and a pasty white kid just decorated her house with toilet paper.

Az önce Alice ile telefondaydım ve zayıf bir siyahi çocukla… soluk renkli beyaz çocuğun evini tuvalet kâğıdıyla kapladığını söyledi.
And a pasty white kid I just hung up the phone with Alice, just decorated her house with toilet paper. and she told me that a skinny black kid.

Az önce Alice ile telefondaydım ve zayıf bir siyahi çocukla… soluk renkli beyaz çocuğun evini tuvalet kâğıdıyla kapladığını söyledi.
And she told me that a skinny black kid and a pasty white kid I just hung up the phone with Alice, just decorated her house with toilet paper.

Az önce Alice ile telefondaydım ve zayıf bir siyahi çocukla… soluk renkli beyaz çocuğun evini tuvalet kâğıdıyla kapladığını söyledi.
And a pasty white kid just decorated her house with toilet paper. and she told me that a skinny black kid I just hung up the phone with Alice.