TOPRAKLARIN in English translation

land
toprak
arazi
kara
arsa
ülkesi
diyarı
topraklar
yeryüzünde
karaya
yeri
territory
bölge
toprak
topraklar
alanı
sınırları
grounds
toprak
zemin
kara
temel
saha
yeraltı
alt
arazi
yere
yer
soil
toprak
toprakla
a wasteland
çorak arazinin
çöle
toprakların
çorak toprağın
earth
dünya
toprak
yeryüzü
yerküre
yeri
yer
arzı
lands
toprak
arazi
kara
arsa
ülkesi
diyarı
topraklar
yeryüzünde
karaya
yeri
ground
toprak
zemin
kara
temel
saha
yeraltı
alt
arazi
yere
yer
territories
bölge
toprak
topraklar
alanı
sınırları
soils
toprak
toprakla

Examples of using Toprakların in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Prens Annabanın elindeki anahtar Afrikadaki toprakların kiliti odalarının olabilir.
African lands are a locked room and Prince Annaba may hold the key.
Hem ayrıca siz bu toprakların gerçek hükümdarısınız.
You are the true ruler of these lands. And.
Toprakların. harika çocukların, Güzel bir karın var.
A wasteland. You have a beautiful wife, wonderful children.
Toprakların. harika çocukların, Güzel bir karın var.
You have a beautiful wife, wonderful children, a wasteland.
harika çocukların, toprakların.
wonderful children, a wasteland.
Çoprak Toprakların dışına çıkmayı biliyorum ama kendi başıma çıkamıyorum.
I know the way out of the badlands, but I can't get out by myself.
Ona yatırım yaptığı toprakların kızgın Kızılderililerle dolu olduğunu söyle.
Tell him he's investing in a land full of angry brown people.
Bu toprakların yaratılış hikayesini kim bilir ne zamandır anlatıyorlar.
They have told the story of this land's creation for as long as anyone can remember.
Toprakların en güçlü dört hayvanının ruhunu çağırmak istiyordu istilacılarla savaşmaları için.
He would call forth the most powerful animal spirit of the land… to fight the invaders.
Toprakların geri verileceğine ve kapitalizmi bitireceklerine söz vermişlerdi.
They had promised a return to the land, an end to great capitalism.
Bu gökyüzünün altındaki toprakların her köşesi bizim almamız için var!
Every corner of the land beneath this Blue Sky, is ours for the taking!
Toprakların bireysel tapu senetleri.
It's the individual deeds to the land.
Tanahta, Vadedilmiş Toprakların Musaya gösterildiği yer olarak geçmektedir.
He then gives Caleb the land which had been promised to him by Moses.
Bu toprakların büyütülmüş hali… palyaçonun kıyafetlerinden
This is the magnification of the dust collected from the clown's clothes
Bu toprakların kendisi kadar eski bir savaşı bitireceğiz.
We end a war as old as the land itself.
Toprakların sahibi Hep payımızı al.
Masters of the land Always get our share.
Bu bütün toprakların hepsi benim.
I own all the land.
Toprakların muazzam uzantıları Voltronun… ve büyümekte olan bir grup direnişçinin eline geçti.
And a growing group of insurgents. Vast stretches of territory have fallen to Voltron.
Boktan toprakların kuzey sınırını… sıradan barbar yağmacılara karşı müdafaa ediyorum.
Of the land of piss and shit Protecting the northern border… from simple barbarian raiders.
Toprakların en iyisiyim, mızrağım asla ıskalamaz.
The greatest in the land- my spear never misses.
Results: 347, Time: 0.0394

Toprakların in different Languages

Top dictionary queries

Turkish - English