Examples of using Trentin in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Trentin şirketiyle bir şey yapmak istemediler. Sorunu buldu.
Trentin sözleşmesindeki sorun Louisin sorununun aynısı.
Adı Trentin Fala.
Söylemiştin Trentin Fala, Shakaar üyesi değildi.
Stell, Trentin eyaletlerinden birine gittiğinde ne olur?
Bu Trentin avukatı.
Kapanmayı reddetti. Trentin gözleri.
Bakıcı bulamazsın, Trentin işi olur Ethan ile ilgilenecek birine ihtiyaç duyarsın.
Ve Trentin tırnağı Stephaniede olduğunda göre Trentin de Hayalet Katilin kurbanlarından biri olduğunu teyit edebilirim.
İsmini vermeyen bir polis kaynağı resmi kurumların yalanlamasına rağmen Nicholas Trentin Laurel Canyon cinayetinden sorumlu olduğunu bu yüzden intihar ettiğini söylemiş.
Yani Lana Brewsterin kalıntılarını Trentin çıkardığını ve Dr. Brennanın kapısına mı koyduğunu söylüyorsun?
Tamam, İhtiyacımız olan son şey Trentin köşeye sıkışmış hissetmesi.
Anson, Trentin yerini öğrendi. Eğer dediklerini yapmazsam bu adamlara Trentin yerini söyleyeceğini söyledi.
Bradfordun başkanı olan… Edgar Trentin muhafazasındaydı.
Bir tanesi başkanımızın, Bay Edgar Trentin ellerinde ki kendisi oldukça güvenilirdir.
Bayan Trentin serveti çoktan uçmuş görünüyor
Ayrıca Trentin yerleşkede bulunmasının onu şok ettiğini
Polis onu Trentin cinayeti ile suç ortağı yapan telefonu bulduğunda yüzündeki ifadeyi görmeliydiniz.
Trentin intiharından Los Angeles Polisinin sorumlu tutulduğu düşünülürse hepimiz bu basın duyurusunun yardımı dokunmayacağını biliyoruz.
Çünkü Trentin arkadaşları ve okuldan arkadaşları aynı zamanda senin