Examples of using Tripod in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Bu ara gecenin mavisinde alevleri parlayan kırmızı otları uzaktan geçen tripod figürlerini gördüm
ışık, tripod, can yeleği,
lighter, tripod, life jacket,Ama Tripodu şiddet uygulamakla tehdit etti.
But he threatened Tripod with menacing violence.Senin tripodun benim ofisimde.
Your tripod is in my office.Tripodu buraya yerleştir.
Put the tripod there.Bu silah, tripodu ile beraber yaklaşık 55 kilo çekiyor.
This weapon system, with its tripod, is roughly a 120 pounds.Evet, tripodu kullandım ama bu onu benim öldürdüğümü kanıtlamaz.
Yeah, I used a tripod, but that doesn't prove I killed him.Arkadaki tripoda dikkat edin.
Watch the tripod in the background.Tripodum yanımda değil, Wolfe.
I don't have my tripod, Wolfe.Tripodu buraya koymak mı istiyorsun?
So you wanna just put the tripod down over there?Tripodu buraya yerleştir. Bill, buradayız!
Bill, we're here! Put the tripod there!Evde tripodumuz var, Bay Forsythe.
We have a tripod, Mr Forsythe.Hoca şu tripodu ver sen bana, rahat yürü.
Give me the tripod, Hodja, so you can walk easily.Hayır. Tripodu ve tüm ham filmleri getir!
Bring the tripod and all of the film stock. No!Tripodu ve tüm ham filmleri getir.- Hayır!
Bring the tripod and all of the film stock.-No!Selam insanlar, tripodun içine hoş geldiniz.
Hello, humans. Welcome to the inside of the command tripod.Kamerayı mı? Tripodu falan da al.
The camera? The tripod and everything.Tripodu alabilirsin.
Take the tripod.Tripodu boşver, makinayı ver bana.
Forget the tripod. Give me the camera.Prizmayı kırdım ve tripodun bacaklarını yaktım.
I broke the prism and burnt the tripod legs.
