Examples of using Tuğladan in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Şimdi tuğladan bir pizza fırınıyla ilgili küçük bir hikâye anlatayım.
Tuğladan yapılan bir evde.
Tuğladan bir duvar. Evet, sabah.
Tuğladan yapılma Oh, Ruthie. bir evde yaşıyor.
Tuğladan duvar gibidir.
Ruthie. Tuğladan yapılma bir evde yaşıyor.
Tuğladan yapılma bir evde yaşıyor. Oh, Ruthie.
Ona Tuğladan içecek almayı teklif etmedin mi?
Tuğladan duvarları bu gezegenin üzerine yıktığımız bütün sorunlar olarak düşünün.
Adamların tuğladan belki de betondan geldiğini düşünüyorlar.
Tuğladan bir duvara çarptık.
Tuğladan inşa edilmiş bu şehri mermerden yapılmış olarak bırakıyorum.
Duvar, tuğladan yapılmış.
Jerry, bütün bina tuğladan.
Artık kimse tuğladan yapmıyor.
Bu bin metre karelik alan ise tuğladan bir evden oluşacak.
Korkma, şimdiki evin tuğladan.
Duvarın bu kısmı tuğladan yapılmamış.
Arnavut kaldırımları, tuğladan alçakgönüllü haneler.
Eh, tuğladan.