Examples of using Tulum in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Sen tulum sesini bile hayal edersin.
Boyd Martinin, Dennis Bailey bay kahverengi tulum ile akrabalığı var mı?
Oh yüce Tanrım, lütfen bana onun tulum olmadığını söyle.
Bu, piyasadaki en iyi şehvani telemetrik tulum.
Ben Tad Cameronım ve tulum giyiyorum.
Minik tulum. Elde dikilmiş.
Şu andan itibaren giyeceğin tek takım turuncu tulum olacak.
Yemek, kıyafet, tulum pijama.
Tom genellikle tulum giyer.
O filimde tulum çalıyordun.
Kıyafet yok. Yani tulum yok.
Bu senin anahtar kodun olacak.- Tulum, Meksika.
Güle güle, lastik tulum.
Tulum vardı üstünde. Tulum giymiştin, ve hani şu şeyler var ya.
Tulum hazır!
Kim bilir, belki o sırada turuncu tulum giyme sırası bana gelir.
Bundan sonra tulum yapmalıyız.
Kıyafet yok. Yani tulum yok.
Bir'' Shriner'' grubunda tulum çalan bir amcam vardı.
Bu senin anahtar kodun olacak.- Tulum, Meksika.