Examples of using Tun in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Tunu haklı. Devrimden başka çıkış yolu yok.
Tuna krallığı dağıldı
Ee, Büyük Tuna, naber? Aynen, değil mi?
Tunda, yardıma gel!
Tuna, Güney Karpatları ve Olt Nehri arasında yer alır.
Tunu, gel de oyna.
Durga Tununun boncuklarını çaldı.
Tunu Durgaya gösterdi.
Tununun boncuklarını sen mi aldın?
Tadiç kasabaya,'' Güvercin'' adlı bir nehir teknesiyle Tuna üzerinden geldi.
Senin bana verdiğin tuna dışkısıydı.
Tundu!- Orada dur hele! Tundu!
Orada dur hele! Tundu! Tundu!
Tundu!- Orada dur hele! Tundu!
Bırakın baraja geri döneyim, Tuna yükseliyor.
Bırakın baraja geri döneyim, Tuna yükseliyor.
Hayır, o tuna balığı.
Frank, lütfen, burada tuna balıklı sandviçi yemeğe çalışıyorum.
benim en iyi arkadaşım, Tuna.
Kötü yanının dört tabak kurutulmuş tuna olduğunu… sanıyordum.