Examples of using Tutuklanmadan in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Tutuklanmadan önce, sadece beş gündür ülkede bulunduğunu söylemiş.
Ben tutuklanmadan buradan çıkalım hadi, olur mu?
İkili, tutuklanmadan önce kuzey Mitrovicanın merkezinde aleni şekilde yaşıyordu.
Rex tutuklanmadan önce belleği bir kadının poşetine attı.
Daha Küçük Ma tutuklanmadan, karısı öldü.
Tutuklanmadan önce onunla konuşmak ister misin?
Evet, cinayetten tutuklanmadan önce Madelinedan kurtulmaları gerekirdi.
Sen tutuklanmadan önceki haftaya ait.
Tutuklanmadan birinin kelesini koparmak istiyorum.
Tutuklanmadan ya da daha kötüsü olmadan bunu nasıl yapacağız?
Baban tutuklanmadan önce milyonlarca dolar sakladı.
O tutuklanmadan önce?
Tutuklanmadan önce Peder Moore bana bunu göndermişti.
Tutuklanmadan uluslararası bir havaalanına… adım atamam.
Tutuklanmadan önce şu şeyi çıkarıp at.
Hadi ama… Tutuklanmadan bir şeyler vuracaksın işte.
Komplo suçuyla tutuklanmadan… önce Asher
Fikrim yok. Tutuklanmadan hemen önce… evimin arkasındaki havuza bıraktım.
Tutuklanmadan önce bir iki tane içki içeyim dedim.
Tutuklanmadan önce… cesaret toplamak için birkaç içki içmek istemiş.