ULAŞIMI in English translation

transportation
nakliye
bir araç
ulaşım
ulaştırma
taşımacılık
taşıma
nakil
taşıtımız
ulaşımını
aracı
transport
nakliye
transfer
nakliyat
araç
aracı
nakil
ulaşım
taşıma
ulaştırma
taşımacılık
access
erişim
girmek
ulaşmak
yetki
giriş
eriş
ulaşım
geçiş
izni
erisimi
to reach
ulaşmaya
erişmeye
ulaşabilmek için
varmak
uzanmak
aramaya

Examples of using Ulaşımı in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Ve sen 150 yaşında olduğuna göre, Hava ulaşımı imkansızdı.
And since you're 150 years old, air travel was impossible.
hava ulaşımı.
you know… air travel.
hava ulaşımı.
air travel.
Birinci adım: Ulaşımı ele geçir.
Step one: take out all the transportation.
Şaka yapıyordum.- Ulaşımı hallederim.
I'm just kidding. I will take care of the transportation.
Birinci adım: Ulaşımı ele geçir.
Ok Step 1: Take out all the transportation.
Sonra Şehir Ulaşımı ara.
Then call City Transit.
Araba hırsızı ulaşımı sağlar.
The car thief provides the transport.
Hava ulaşımı imkânsız.
leaving all aerial travel impossible.
Bu yüzden Tannere yakın biri olmalı… işine ulaşımı olan biri.
So then it had to be someone close to Tanner with access to his work.
ulaşımı sağlamaktadır ve sulama ve balıkçılık için potansiyel kaynak vazifesi görmektedir.
provides inland transportation, and is a potentially valuable resource for irrigation and fish farming.
Ama, ailene ulaşıp, ulaşımı ayarlamaya çalıştığımız için, seni dört-beş saat
But, reaching your family and arranging transportation had us detain you for 4-5 more hours,
Tutturmuşlar eşeklerle ulaşımı çözücez diye bu devirde eşeklen ulaşım mı çözülürmüş ya.
They insist on solving transport problems with donkeys. You can't solve transportation with donkeys in this day and age.
Thanein uyuşturucu tedarikine ulaşımı varsa, bunu yapan kişiye de ulaşımı olabileceği aklına gelmedi mi?
Does it not occur to you that if Thane has access to the drug supply, he might also have access to the person doing this?
Şehirdeki tüm ulaşımı, motorlu araçlar yerine dairesel sevk araçları üstlenir. Biz bunlara'' transveyor'' diyoruz.
Instead of motor vehicles in the city, all transportation is carried on by circular conveyors, that we call, Trans-veyors.
Eşiniz Claire, ulaşımı halledecek. Ethan Hunt da her zamanki gibi ekibin lideri olacak.
Your wife, Claire, will cover transport and Ethan Hunt will be your point man, as usual.
Köprü, 8 Eylül 1888de Demiryolu Ulaşımı Bakanı Konstantin Posyet tarafından trafiğe açıldı.
On 8 September 1888, the bridge was solemnly opened to traffic by Minister of Railway Transport, admiral Konstantin Posyet.
Çok önemli sırlara ulaşımı olduğunu ve… bu sorumluluk onu sarstığı için sessizliğe gömüldüğünü düşünüyoruz.
We think he may have access to very important secrets and the responsibility has affected him.
çocuk bakımı, ulaşımı… mülk tahsilini, eğitimi, yemeği ve giysileri senin ödeyeceğin yazıyor.
dental child care, transportation, housing, education, food, clothing.
Göl ulaşımı Arnavutluk ve Yunanistan sınırlarındaki Ohri
Lake transport(tourist and recreational boats)
Results: 130, Time: 0.0581

Top dictionary queries

Turkish - English