Examples of using Ulaşamazsın in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Hayır. Bu veriye bilinçli olarak ulaşamazsın.
Bu hafta sonu yokum. Ulaşamazsın.
İstediğin kadar hızlandırabilirsin ama bir yıldırımın hızına ulaşamazsın.
Olsa bile bu külüstür fenerinle onlara ulaşamazsın.
İstediğin kadar hızlandırabilirsin ama bir yıldırımın hızına ulaşamazsın.
Sen saçmayı denemeden imkansıza ulaşamazsın.
Ve inan bana hayatın boyunca yürüsen bile oraya asla ulaşamazsın.
Şu sonuçtan başka sonuca ulaşamazsın ben haklıyım.
Onları boş ver. Bazı çalışanlara böyle ulaşamazsın.
Babana ulaşamazsın, ama şu çocuğu inciten adama ulaşabilirsin. .
Hayır, ona ulaşamazsın. Sanırım baktı
Mimse ulaşamazsın dediler, bence saçmalığın daniskası… Merkeze bir adam gönderdim.
Zaten bana ulaşamazsın çünkü sadece bir çizgi şarzım kalmış.
Artık Pamuk Prensesin bebeğine yaklaşamazsın. Kimseye yaklaşamazın. O uğursuz isteklerin her neyse ulaşamazsın.
Yeryüzünde kasılıp kabararak yürüme! Çünkü sen, yeri asla yırtamazsın, uzunlukça da dağlara ulaşamazsın.
Bana yerini zorla söyletemediğin sürece, dördüncü basamakta olan Charlieye büyük ihtimal ulaşamazsın.
Oraya ulaşırsak, ayın sonunu getirebiliriz.
Böylece DryBathi ticarete dökmek ve ulaşılabilir yapmak konusunda birkaç ders öğrendik.
Umarım bu mektup sana ulaşır Francine… ve umarım tekrar konuşuruz.
Albay, albay Chekov u tanıyorsun. SGC nin Rusya elçisi.