Examples of using Vicdansız in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Vicdansız halı tüccarının teki.
Çünkü o vicdansız, merhametsiz ve ruhsuz sürtüğün teki.
Vicdansız bir yargıç.
Dünya vicdansız insanlarla dolu.
Vicdansız, kalpsiz, şerefsiz derler.
Çünkü vicdansız şirketler çocuklarımıza işe yaramaz ve zehirli şeyleri kakalalayarak milyarlarca dolar kazanıyor.
Vicdansız olmaktansa parasız olmak daha iyidir!
Vicdansız yaratıklar haline gelirler.
Vicdansız bir kurtarıcı gelip bizi aklayacak.
Tom vicdansız.
Zamanı gelince herkesi bulur o vicdansız sürtük.
Siz, benim işime yaramaz zalim ve vicdansız bir ırksınız!
Annen artık seni istemiyor… Öylece kaçtı, vicdansız!
BU çocuğun ölümüne mal oldun vicdansız.
Ne yapmaya çalıştığını biliyorum ve vicdansız olacağım.
Thomas buna cinayet dedi ve bana da vicdansız.
Çalışan tüm erkekler vicdansız.
Onlar… Onlar vicdansız.
Evet. İkisi de soğuk, vicdansız savaş makineleri.
Evet. İkisi de soğuk, vicdansız savaş makineleri.