WILKINS in English translation

wilkens
wilkins

Examples of using Wilkins in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Daha sonra, 1953te Wilkins ve arkadaşları alternatif bir analiz yöntemi önerdiler,
An alternative analysis was then proposed by Wilkins et al.,
Maurice Wilkins ve Rosalind Franklin tarafından 1953 yılında keşfinden sonra Gamow,
Maurice Wilkins and Rosalind Franklin, Gamow attempted to solve the problem of
İki laboratuvar direktörü tarafından yapılan bir anlaşma sonucunda Wilkins ve Franklinin X-ışını kırınım verilerini içeren makaleleri değiştirildi
As a result of a deal struck by the two laboratory directors, articles by Wilkins and Franklin, which included their X-ray diffraction data, were modified
Richard Wilkins- Chairperson- radio DJ,
Richard Wilkins- Chairperson- radio DJ,
Dominique Wilkins, Charles Barkley,
Dominique Wilkins, Charles Barkley,
Wilkinsin planına büyük yardımları dokunur ve nihayetinde Angelı zehirler.
She helps Wilkins in his plan, and eventually she poisons Angel.
Yaşlı adam Wilkinse olan banyodan bir daha çıkamamasıydı.
What happened is old man Wilkins never come out of the bathroom.
Wilkinsi başınızdan alabilirim, fakat bana seçenek bırakmıyorsunuz.
I can ill spare Wilkins, but you give me no choice.
Şey, Rawlinste yargıç Wilkinsi görebilirsin ya da Casperdan bir tane alabilirsin.
You can see Judge Wilkins in Rawlins, or you could get one in Casper.
Bill Wilkinse?
This Bill Wilkins?
Evet, Tanrı Wilkinsi yeni bir böbreğe ihtiyacı olduğu için korusun.
Yeah, well, God bless Wilkins for needing a new kidney.
Bay Wilkinsi tanıyorsunuz değil mi?
You know Mr. Wilkins.
Wilkinsin baykuş gibi gözleri olmalı.
Wilkins must have eyes like an owl.
Wilkinse de bronz yıldız verilmesi için başvuracağım.
I put in for a Bronze Star for Wilkins.
Yargıca Shad Wilkinse yaptığının aynısını yapalım.
Let's give the judge the same thing he gave Shad Wilkins.
Her şey zararsızca Wilkinsin kromozomlarda bulunan kimyasallardan birini incelemesiyle başladı.
It began innocuously enough, when Wilkins started to investigate one of the chemicals found inside chromosomes.
Polis, Wilkinsin de isimsiz bir ihbarla yakalandığını söyledi. Daha iyisi var.
Metro said Wilkins was busted after an anonymous tip, too.
Carrie Wilkinsle diş kayıtları uyuşmadı.
We couldn't get a dental match with Carrie Wilkins.
Bayan Wilkinse bir tel yolladım.
Just sent a wire to Mrs Wilkins.
Ve arkadaşım Brad Wilkinsi öldürdü ve beni de öldürmeyi denedi.
And she killed my friend Brad Wilkins, and she tried to kill me.
Results: 329, Time: 0.027

Top dictionary queries

Turkish - English