YEMIYOR in English translation

• eat
• food
• dines
• eats
• eating

Examples of using Yemiyor in Turkish and their translations into English

Bir şey yemiyor, değil mi?
He isn't eating anything, right?

Burada kimse et yemiyor.
Nobody here eats meat.

İnsanlar böyle yemiyor.
This isn't how humans eat.

O yağlı şeyler yemiyor.
She doesn't eat greasy food.

Artık yemiyor.
He's done eating.

Bu çocuk hiç bişey yemiyor.
This child eats nothing.

Et yemiyor olabilirim.
I may not eat meat.

Hayır, gringolar çili yemiyor.
No, the gringos cannot eat spicy food.

Bilgin olsun kimse simitleri yemiyor.
Just fyi, no one is eating the bagels.

Hayır. Hiçbir şey yemiyor da ondandır.
No. Cause she never eats anymore.

O neden bizle yemiyor.
Why isn't he eating with us?

Seni aptal, kimse hamburger yemiyor.
You idiot, nobody eats hamburgers.

Onlar neredeyse başka bir şey yemiyor.
They eat almost nothing else.

Bu koca kötü kurt sadece yatağında uyuyup yulaf lapanı yemiyor.
That big bad wolf is sleeping in your bed and eating your porridge.

Kim? Pişiriyorum ama kimse yemiyor.
I cook, and no one eats. Who?

Ama o neden diğer arkadaşlarıyla yemiyor?
But why can't he eat with some of his other friends?

Şu Hagu da hiçbir şey yemiyor.
That Hagu, not eating.

Dünyada başka kimse palamut yemiyor.
No one else in the world eats acorns.

Şu velet yaptığımı niye yemiyor?
Can't the little brat just eat whatever I make him?

Kitaptaki çocuk çavdar ekmeği yemiyor.
He's not literally a catcher eating rye bread.