YIYECEKLERIMIZ in English translation

food
yemek
yiyecek
gıda
besin
maması

Examples of using Yiyeceklerimiz in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Artık insan yiyeceğine ihtiyacım yok.
I no longer need human food.
Bu ayıların yıllık yiyeceklerinin yaklaşık% 90ı bu somon sürüsüne dayalı.
These bears rely on the salmon run for nearly 90% of their year's food.
Evet, kendi yiyeceğinizi kendiniz bulmak istiyorsanız.
Yes, if you want to catch your own food.
Dondurulmuş yiyeceklerinin üzerinde kanımı görürlerse fark ederler.
They're gonna notice if I bleed all over the freeze dried food.
Ya da yiyeceğinizi gerçekten harika yapın
Or make your food really great,
Onların yiyeceklerinin büyük bir kısmını yok ettiğini keşfetti.
She discovered that it decimates their food.
Başımın etini yiyeceğine yemeğini yesene?
Eat your food. Why are you eating my brains?
Fakat burada Amerikada kendi yiyeceğimi ve giyeceğimi çalışarak kazanabiliyorum.
But here in America, I'm able to work and earn my food and clothing.
Bu, kokusuz, tatsız, yiyeceklerde ve içeceklerde de tespit edilemeyen bir maddedir.
It's odorless, tasteless, undetectable in food and drink.
Yiyeceğinizi ziyan etmeyeceğim.
I won't waste your food.
Yiyeceğinizi bizimle paylaştınız.
You shared your food.
Yiyeceğinizi çöpe atıyor mu?
Does he throw your food away?
Bu yiyeceklerde fındık var mı?
Does this food contain nuts?
Birileri yiyeceğine bir şeyler koymuş.
Somebody put something in his food.
Vegan yiyeceklerinin tadının berbat olduğu sanılıyor
People think that vegan food just tastes like crap.
Ve yiyeceklerde yüzerek bu tarafa doğru geliyor!
And the food floats right up to you!
Yiyeceğine ve içeceğine bak, henüz bozulmamıştır!
Just look at thy food and drink which have not rotted!
Yiyeceğine ve içeceğine bak hala bozulmamış!
Just look at thy food and drink which have not rotted!
Onun yiyeceklerinin nerede olduğunu bilmiyordum.
Didn't know where her food was.
Yiyeceğine ve içeceğine bak, henüz bozulmamıştır!
Now look at your food and drink which have not rotted!
Results: 41, Time: 0.0267

Top dictionary queries

Turkish - English