Examples of using Yoket in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
yağmacı kabileleri yoket. bizi rızıksız bırakma!
ECOBANı yoketmek istediğini biliyor, tüm mesele bu.
Kafirliğin ve ikiyüzlülüğün yokedilmesi sizin kutsal görevinizdir.
Yabancı düşman bizi yoketmeye çalışıyor bizim aptallıklarımız ve zayıflıklarımız sayesinde.
Size Oriı yoketmenin yolunu gösterdiler.
Çünkü sen aileyi yoketmek istemiyorsun öyle mi Callie?
Yokedici asla durmayacaktı.
Birtanyayı yoketme planı.
O onları yoketmenin bir yolunu bulmaya çalışıyordu.
Dünyayı yoketmeyi denemeyi bırak.
Sayende Jediları yoketme gücüne sahibim artık.
Yokedici 2000de cep telefonu faks
Onu yoketmenin bir yolunu bulmalıyız.
Jediları yoketme komplosu dahilinde önemli bir tutuklama yapmışsın.
Otomatik yoketme 4 dakika içinde.
Otomatik yoketme 2 dk içinde.
Otomatik yoketme 1 dk 30 sn içinde.
Otomatik yoketme 1 dk içinde.
Otomatik yoketme 30 sn içinde.
Demek bizi yoketmeye gelen büyük Herkül sensin.